Diyanet İşleri Başkanlığı, din konusunda toplumu aydınlatmak ve dini kurumları yönetmekle görevli bir devlet kurumu… 100 bine yakın camide, 140 bin personeli yönetiyor. Bütçesi, birçok bakanlığınkinden büyük… Bu gücü elinde tutan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya, cami olarak açılırken elinde kılıçla kürsüye çıkmasıyla hafızalara kazınmıştı; zamanla, laikliğin karşısındaki en büyük tehditlerden birine dönüştü. Her Cuma, camilerde toplanan cemaate okunan hutbeler son zamanlarda radikalleşti. Örneğin 1 Ağustos’ta müminlere, “kısa ve şeffaf giysilerin haram olduğu, buna sessiz kalanların vebal altında kalacağı” anlatıldı. Bu hutbe, “mini etekli kadınlara müdahale çağrısı ve örtünme zorunluluğu uyarısı” diye yorumlandı. Ardından 8 Ağustos’ta “bazı tatil organizasyonları” eleştirildi. İnananlara, “ahlaki sınırlar içinde, helal tatil” tavsiye edildi.
15 Ağustos’ta hedef, kız çocukların miras hakkıydı. Diyanet, “Çocuklar, eşit mirasçıdır” diyen laik miras hukukunu hiçe sayarak, kadının miras hakkının erkeğin hakkının yarısıyla sınırlayan şeriat hukukunu savundu. Özellikle kadın örgütleri büyük tepki gösterdi.
Kimilerine göre 8 yıldır görevde olan Erbaş, yeniden atanmasının değerlendirileceği Eylül yaklaştığı için doz artırdı; radikal çıkışlarla iktidarın gözüne girmeyi amaçlıyor. Kimileri ise, Diyanet eliyle, özellikle kadınların toplumsal direnişinin hedef alındığına inanıyor.
Nedeni her ne olursa olsun, bir cumhuriyet kurumu olan Diyanet’in, Cumhuriyet’in temellerini oyan bir fetva kurumuna dönüşmesi, laiklik için büyük tehlike arzediyor.
|