Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bertolt Brecht’in adını duymuş mudur? Emin değilim. Şiir okuduğu için hapis yatmış ve nutuklarında bolca şiir okumasıyla bilinen bir siyasetçinin dünya şiirinden bir parça haberdar olması beklenir, ama durum pek öyle değil. Yıllar önceki bir röportajda kitap okumaya vakti olmadığını söylemiş, “Bana arkadaşlar değişik kitap özeti getiriyor” demişti. “Şiir özeti” çok “değişik” olmadığından, Erdoğan’ın Brecht’i bilmediğini varsayabiliriz. Geçen haftaki bir konuşması, bu konuda kuşkuya yer bırakmadı.
Tartışma, Erdoğan’ın gelecek seçimdeki güçlü rakibi olacağı varsayılan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hapis ve siyaset yasağı getirebilecek bir dava açılmasıyla başladı. İmamoğlu, yedi yıl dört ay hapsinin istendiği bu davaya bir tweetle cevap verdi: “Kurtuluş yok tek başına/ ya hep beraber ya hiç birimiz…”
Brecht’i bilenler dizeleri hemen tanıdı. Bu dizeler özellikle 70’li, 80’li yılların gençlik hareketleri içinde bir slogana dönüşmüş, dillere yerleşmişti. Şiiri bilmeyen Erdoğan, slogana dikkat çekti: “1970’lerde banka soyan solcuların, katillerin sloganı, şimdi belediyeyi soyanların sloganı olmuş” dedi. İmamoğlu, şiirin kaynağını açıklarken “kitap okumakla okumamak arasındaki fark”a dikkat çekti. Ana muhalefetteki CHP’nin lideri Özgür Özel ise daha sertti: “Allah’ın cahili... Ne Brecht bilir, ne şiir, ne sanat, ne kültür…” Bu çıkışlara Erdoğan değil, sözcüleri cevap verdi. Ama asıl önemli mesele, şiir tartışmasıyla gölgelendi: Erdoğan, kendisini İstanbul’da üç kez yenen rakibini sandıkla bertaraf edemeyeceğini anlamış, emrindeki yargıçları devreye sokmuştu. Şimdi günün sorusu, Saray rejiminin bu adımı atıp atamayacağı… Yani Türkiye’yi tamamen Rusya’ya, Belarus’a benzetip muhalif siyasetin hapsedileceği bir tam otokrasiye çevirip çeviremeyeceği… Kimsenin “Olmaz öyle şey” diyemediği bir ihtimal bu… Önlemenin tek yolu ise, bütün demokratik muhalefetin birleşerek tepki vermesi… Gündeme damgasını vuran şiirle ifade edersek: “Kurtuluş yok tek başına… Ya hep beraber, ya hiçbirimiz…”
|