Enes Hocaoğulları, 23 yaşında bir aktivist… İnsan hakları, demokrasi ve özellikle LGBTI+ hakları alanında çalışmaları var. ÜniKuir Derneği'nde Uluslararası İlişkiler Koordinatörü olarak görev yapıyor. Geçen Mart’ta, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ndeki genç delegeler arasındaydı. Erdoğan’a karşı adaylığını ilan eden, en güçlü rakibi, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeni gözaltına alınmıştı. Bunu protesto eden üniversite öğrencileri polis şiddetine maruz kalmıştı. O gösterilere katılan Hocaoğulları, Konsey’de çok etkileyici bir konuşma yaptı.
Türkiye’deki gençlerin baskılara karşı kararlılıkla mücadele ettiğini vurguladı. “Biz ‘yeter’ diyoruz ve özgürlüklerimizi geri almak için sokaklara çıkmaya hazırız” dedi. Konuşmasını, “Eğer bir uyanış çağrısı arıyorsanız, işte burada!” sözleriyle tamamladı ve ayakta alkışlandı.
Sen misin baskılardan yakınan? Hem de yurtdışında? Ankara Cumhuriyet Savcılığı hemen "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla soruşturma başlattı. Ve
Hocaoğulları, Fransa'dan Türkiye'ye döndüğü 4 Ağustos günü, Ankara Havalimanı’nda pasaport sırasında gözaltına alındı. Ardından da tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Özgürlük isteyen bir gencin özgürlüğünün elinden alınması ironik… Ama Türkiye’de düşünce özgürlüğünün sınırlarını çok net gösteriyor. Kaçma riski yok; çünkü kendisi dönüp gelmiş. Delil karartma ihtimali yok; çünkü konuşmanın kaydı ortada… Ama çoğu örnekte olduğu gibi, burada da tutuklama, bir peşin cezalandırma yöntemi olarak kullanılıyor.
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkanı, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raportörü peşpeşe kınama mesajları yayınlayıp Enes’in serbest bırakılmasını istediler. Ama Ankara’daki baskı rejimi, artık bu tür mesajlardan hiç etkilenmiyor. Tek çare, Enes’in konuşmasındaki mesajda gizli: “Gençlerin özgürlüklerini geri almak için uyanışı…”
|