|
Türkiye’de 17-25 Aralık, “Yolsuzluk haftası” olarak “kutlanıyor”. Çünkü 17 Aralık 2013’te, yani bundan 12 yıl önce, ülke tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu başlamıştı. Operasyonun özelliği sadece bir rüşvet çarkını ortaya çıkarması değildi; aynı zamanda hükümeti ve dönemin başbakanı Erdoğan’ı hedef almasıydı. Savcılar, aylar süren telefon dinleme ve takip sonucu bazı bakanların ve Başbakan’ın karıştığı yolsuzluğu belgelemişti. O sabah polisin bakan oğullarının evlerine baskın yapıp rüşvet paralarını ele geçirmesinden sonra sıra Erdoğan’ın evine gelmişti. Baskını haber alan Erdoğan hemen oğlu Bilal’i aramış, o sabahki telefon konuşması, polis takibine takılmış ve siyasi tarihe kazınmıştı. Başbakan, uyku sersemi oğluna evdeki paraları sıfırlamasını söylüyor, o ise ne olup bittiğini anlamadan ısrarla detayları soruyordu. O kadar ki, o konuşmadan sonra siyasi literatüre, “Bilal’e anlatır gibi anlatmak” diye bir deyim yerleşmişti. Bilal Erdoğan ayıldıktan sonra panik halinde paraları aile dostlarına dağıtıyor, yetmeyince de babasına, “Hala sıfırlayamadık babacığım. 30 milyon avro gibi bir miktar daha var” diyordu. Telefon konuşmasından ve sonraki belgelerden, o gün elde kalan 30 milyon Euro ile yandaş bir işadamının lüks sitesinden alelacele altı ev alındığı ortaya çıkmıştı.
Yine de Erdoğan’a da oğluna da bir şey olmadı. Bakanlar görevden alındıysa da cezalandırılmadı. Sadece telefonları dinleyen polisler, soruşturma açan savcılar ve konu üzerine yazan benim gibi gazeteciler cezalandırıldı. Konu kapatıldı.
12 yıl sonra bugün, sağlık durumu parlak görünmeyen Erdoğan’ın yerini kimin alacağı tartışılırken, tahtın bir numaralı adayı olarak, oğlu Bilal gösteriliyor. Bu, hem babadan oğula devredilen Osmanlı hanedanına özentinin işareti, hem de “aile sırları”nın bir başkasına güvenle teslim edilemeyeceğinin kanıtı… Bilal Erdoğan, hiçbir resmi görevi olmamasına rağmen resmi toplantılarda daha sık görünerek söylentileri adeta doğruluyor. 100 yıllık Cumhuriyet, batmış bir imparatorluğun hanedan geleneğine dönebilir mi? Bilal Erdoğan babasının tahtını doldurabilir mi? Bunları sorunca genelde şu cevabı alıyoruz: “Nasıl olacağını bana Bilal’e anlatır gibi anlatsana…”
|